ONLAR VƏ MƏMLƏKƏTİMİZ
2-ci DÖNƏM
Öncələr
qəzetimizdə gedən "Onlar və məmləkətimiz"
proyektinin davamı olan bu yazılarımızda da məqsədimiz
özümüzün kim olduğumuz haqqında yazılanlara
dayanaraq davam etməkdir. Biz
araşdırıcı deyilik və buna baxmayaraq zaman-zaman başqa məmləkətlərdə
və xüsusilə qardaş Türkiyədə
haqqımızdı gedən yazılar bizim
diqqətimiz çəkməyə bilməz. Müxtəlif
illərdə yazılın və arxivdən
aldığımız bu yazılardan
görünən bu ki,
həm dünyada, həm də qonşu Türkiyədə bizim
kimliyimiz daha çox söhbət yaradır və bu da bizi
sevindirməyə bilməz. Yüz
illər sonra da güman ki, bu məsələ yada
düşə bilər və buna qəti
hökm vermək qənaətimiz yoxdur. Amma bu
yazılarda ayrı-ayrı yazar və ya qeyri-yazar insanların məmləkətimiz
və bizlər haqqında görüşləri bizim üçün yad olmamalıdır. Və gələcək araşdırıcılar
üçün bu gün yazılanlar bir fakt olaraq diqqəti çəkəcək.
MAARUF ÖZÜLKÜnün
"AZERBAYCAN:::DAN GELİYORUM" yazısı barədə
Evet, Azerbaycan:::dan geliyorum. Bu sözler bir Türk qazetecisinin, benim iyi bir arkadaşım olan ve güzel şiirlerini sevdiyim, "YENİ ASYA" qazetesinin muhabiri MARUF ÖZÜLKÜ:::nündür. Bu başlığın interasanlığı şudur ki, gidiyorum demiyor, Geliyorum diyor. Ve benim bir dost, bir arkadaş gibi uğurladığım ve bazı kötülükleri, zorlukları önceden anlattığım Maruf Özülkü hakikaten çok zor bir vakitde Azerbaycan:::a gitmek arzusunda bulundu ve ben onun bu isteği üzerine uğurlar diledim. Tüm zorluklara rağmen Maruf Özülkü Azerbaycan:::a gitti ve çok önemli ve interesan bir dizi yazı yaptı.
Önce bunu anlatmak istiyorum ki, Maruf Özülkü:::nün yazılarında bir liriklik, bir şair yüreginin sesini duymamak mümkünsüz.
Bunu ona rağmen anlatıyorum ki, Türk qazeteciliğinde HABER yazıları önemlidir ve bütün qazeteciler yazar için zor olabilecek kısa yayınların taraftarıdır.
Bu anlamda Maruf Özülkü:::nün yazılarında söze önem vermek anlayışı daha fazla güçlüdür.
Bazı fikirleri söylemezden önce Azerbaycan:::da konuk olan ve tüm zorlukları kendi üzerine alan muhabirin bu dizi yazısından bir kaç başlıklara göz atalım:
DENİZ
DALGALANACAK, GİDEN GELMİYOR, ACEP NEDEN? ELÇİBEY HATALI
MI? TÜRK KOLEJLERİ ÖNEMLİ BİR
VAZİFE İFA EDİYOR, "İSTANBUL TÜRKÇESİ
DİPLOMATİK DİLİMİZ OLSUN".
Buradaca kayıt edelim ki, bu sözler
Bakü Üniversitesi
Türkoloji Öğretim
Kursu Üyesi Prof. Caferov:::undur.
"YENİ
ASYA" qazetesinin yeddi
sayısında yayınlanan,
Azerbaycan hakkında çok objektiv dizi yazıları bir Azerbaycanlı yazar ve vatandaş
gibi beni
sevindirmeye bilmez.
Yazarın Azerbaycan:::a gidişi Nahçıvan:::dan olduğu için, bunu hem maksatlı etmiş, hemde iktisadi bakımdan biraz kolay olacağını düşünmüş.
Ve kendisinin
yazdığı gibi
bunların hiç birisi ona kısmet
olmamış.
O zaman isteklerden birisi şuydu ki, Nahçıvan:::da Ebulfez
Elçibey:::le görüşsün,
ama bu zor
bir durum olarak gerçekleşmemiş. Şöyle
anlatıyor Maruf Özülkü: "Ebülfez
Elçibey:::le görüşmek isteğimizi
bildiriyoruz. Keleki köyünde bulunan Elçibey:::le olumsuz hava şartları
sebebiyle bir kaç gün sonra görüşe bileceğimizi söylüyorlar.
Bekleyecek
zamanımız olmadığından
hemen Nahçıvan havaalanına varıp Bakü uçağına
yetişmeye koyuluyoruz.
Ancak Nahçıvan:::dan Bakü:::ye gitmeyin o kadar kolay olmadığını
gündüz saat
11.00:::den gece saat
02.00:::ye kadar havaalanında
beklemekle anlıyoruz."
Şu anda bir Azerbaycan
atalar, yani BABALAR sözü fikrime geliyor: KENDİSİ DÜŞEN, YIKILAN AĞLAMAZ.
ŞEHİTLER HİYABANINDA
Dizi yazının
ikinci bölümündeki
başlık bir yürek ağrısı getiriyor. Bir ağıt mısrasını hatırlatan
"GİDEN GELMİYOR ACEP NEDENDİR?" sözleri
Maruf Özlkünün
ŞEHİTLER HİYABNINDA rastlaştığı
bir Azeri Türkü olan oğlunu, delikanlısını Karabağ:::da şehit
veren annenin sözleridir.
Artık Kaç senedir süren Karabağ savaşı Türk muhabirinin de kalp ağrısına sevep oluyor. Şöyle anlatıyor
Maruf Özülkü,
"... Hepsi sürüp
giden şeyin savaş değil, öldürmek olduğunu söylüyorlar.
Yaşlı bir kadın:
"GENÇLERİMİZİ SAVAŞA DEĞİL,
ÖLÜME GÖNDERİYORUZ" diyor.
Yani GİDEN GELMİYOR ACEP NEDENDİR TRAJEDİSİ BURADA
DA YAŞANIYOR.
"ELÇİBEY HATALI MI?"
bölümünde "YANLIŞ ADAMLARLA YOLA
ÇIKMANIN FATURASINI AĞIR ÖDEDİ" mantığına
sığınan muhabir,
benim fikrimce Elçibey:::in resminin altında şu sözleri çok iyi kullanabilmiştir.
Şudur
bu sözler: KELEKİ
KÖYÜNE ÇEKİLİP İKTİDAR
MÜCADELESİNE YENİDEN HAZIRLANIYOR. Ama
Maruf Özülkü:::nün başkasözlerini
de, okuyucuların dikkatine
sunmak istiyorum. Çok interesan bir anlamla söylenilen
şu sözler bir hakikattir: "Türk Cumhuriyetlerinde idareci pozisyonundaki insanların tamamına yakını eski SSCB Komünist Partisinin üst düzeyinde vazife almış, gizli istihbarat şefi KGB:::den öneli görevler almış isimlerden oluşuyor. Böyle bir ortamda
YALNIZ HALKIN DESTEĞİYLE İKTİDAR OLMAK ÇOK ZOR.
Arkadaşım Maruf Özülkü:::nün bu
dizi yazısının
en önemli taraflarından
şu ki, o yalnız bir politik fikirlerini yok, aynı vakitda Azerbaycan:::ın elm adamlarının
ve yayın adamları, ve sıradan adamlarla da konuşmuş, bu anlamda da
uğurlu yazılar yapabilmiştir.
Türkoloji Professör Nizami
Caferov:::la söyleşi buna danılmaz bir örnektir. Kuşkusuz Maruf Özülkü
çok interesan bir müşahide kabiliyetine maliktir.
Dizi yazının
çok böyük bir bölümü böyük bir sevgi ile şair
Memmed Arasa hesr edilmişdir.
Memmed Arası Quzey Azerbaycanın Şehriyarı
olaraq nitelendiren Maaruf Özülkü şairin şeirlrindən
verdiyi örneklerle de bunu kanıtlamağa çalışmıştır.Yazıdan Maruf befin Memmed
arasa özel bir sevcisi olduğu
hemen dikktı çekeiveriyor.Şiirleri türkcədə
kendi aktarımında
sunan Maaruf Özülkü şairin
qelb çırpıntılarını
duymuş və onnu son yıllırda yaşadığı yılları
da degerlendirmişdir.
Ben kendi ismimden Azerbaycan:::a gösterdiği
bu kaygı için sayın Maruf Özülkü:::ye minnettarım.
***
Maaruf Özülküden bir şeir
Subject:
"selamlar hürmetler
Bakü:::ye eskimez dostuma" <...>
HAYAT SOHBETİ
Şimdi
Bakü:::de yanar mı
Adıyaman gibi...
Burası
Nemrutların
Firavunların
azabıyla yanar
Ya orası dostum
Kimin yaktığı ateşe
yanar?..
Orada
Neriman Nerimanov
durağında
İnsanlar birbirini
ezecek gibi
Hızlı
Koşuşturur mu
Alelacele?..
Hayat zor dostum zor...
İnsan bu dünyada
Dilediğince yaşayamıyor
İç sesini ortaya
çıkaramıyor.
Herkes nazlı
herkes
kederli.
Eskinin kalender
Eskinin civanmert
Eskinin
cefakar
fedakar
eskimez dostları
Ne oldu aceb?...
Dünyanın ufak çocukları
bizdik
Kartlaşıyor muyuz şimdi
Yavaş yavaş...
Ölüm gelmeden evvel
yaşayamaz mıyız
yaşayamayacak mıyız
doya doya kendimizi?..
Günü kaybettik
bir akşam
üstü
Yılı kaybettik
bir hazan vakti
Ömrü heder etmesek
bari
Karanlık bir sokakta.
Dosta vefasız
Aşka cefasız
Derde devasız
Keyfe avazsız...
17 06.2009
Tofiq Abdin
abdin41@mail.ru
www.tofigabdin.com
mu
Ədalət.-2013.-26 oktyabr.-S.15.