Ayrıldım
Felek meni cüda
saldı,
Ezel
men başdan ayrıldım.
Saraldı gül
rengim soldu,
Gohum-gardaşdan
ayrıldım.
Buse almadım yanaldan,
Öpmedim
gaymah dodahdan.
Qara gözden, ağ buhagdan,
Bir
inci dişden ayrıldım.
Uca boylu, galem
gaşdı,
Gerdanda
yasemen saçdı.
Meni goyan gözü
yaşdı,
Bir
galem gaşdan ayrıldım.
Gözlerim arar
yolları,
Var
idi şirin dilleri.
Vatanda solan
gülleri
Men yaşılbaşdan
ayrıldım.
Durnalar
Veten diyarından gelen durnalar,
Söyleyiniz
bizim eller durur mu?
Çemenli, çiçekli
şirin ovalar,
Bülbüllü
bahçeler, güller
durur mu?
Söyle, karlımıdır
Veten dağları,
Yohsa
açmışmıdır güllü bağları?
Yüksek binaları,
kasr otağları,
İçindeki
ince beller durur mu?
Yıkılmış
mı söyle, ol hanumanlar?
At üstde gezer mi taze cevanlar?
Varmıdır orada
ali irfanlar?
Emir veren keskin diller durur
mu?
İlk baharda
bayram eder
mi eller?
Açar
mı benevşe, lale, sümbüller?
Varmıdır bayrama
atlı gelenler?
At çapılan yerler, çöller durur mu?
Sözüme bir
cevap verin ucadan,
Veten
hasretiyem korkun Huda dan.
Uçtunuz geldiniz
hangi obadan,
Bizim
geldiğimiz yollar durur mu?
Söyle,
giderler mi onlar yaylağa?
Koyunu,
malları çıhar
mı dağa?
Kız-gelin
geder mi suya, bulağa?
Mal-koyunu sağan eller durur mu?
Hiç
gettiniz mi siz Zeğem eline?
Kür
üstüne, ya da Ceyran çölüne.
Bahanda görünen
sağ ve soluna,
Ol
soğuk cülgeler, göller durur mu?
Necedir
söyleyin vetenin halı?
Karalar
mı geymiş onun mahalı?
Gezer mi her yerde Rüstemi-i Zalı?
Koç
yiğitler, zadekanlar durur mu?
Göğçenin gölünden verin bir haber,
Kesmişmi
yolları, taşmış
mı Terter?
Arasla Kür
coşar, çalkanır Hazer,
Hazere
karışan seller durur
mu?
Görenler beni bir hastayım sanar,
Vetenin
aşkıdır, kalbimde
yanar.
Mukaddes atalar,
şirin analar,
Saçlarına
vuran yeller durur mu?
fabrikalar söyle, işler mi bazı?
Gelir
mi vapurdan millet avazı?
Gider mi her yana,
benzini, gazı?
Saltanat
sahibi canlar durur mu?
Düşgün bir
hastayım yokdur ilacım,
Yıkılmış
çoktandır taht ile tacım.
Gözü yolda
ağlar var iki bacım,
"Qardaş!" diyen tatlı diller durur mu?
Kimsesiz qaribem,
dertlidir başım,
Durmadan
dökülür gözümden
yaşım.
Yolum gözleyen üç esir gardaşım,
Söyle
görüm ol esirler durur mu?
Zengezurda harbeden
taze cevanlar,
Durmadan
döküldü o yerde
kanlar.
Kaleler fetheden
o kumandanlar,
Cevan
ordu, kahramanlar durur mu?
Esirmidir söyle,
arslan yatağı,
Düşmanlar
mı sarmış
sol ile sağı.
Qarip Müseyibin üç renk bayrağı,
Üç
rengi de mevcut, halen durur mu?
Trabzon, 15.07.1922
Bayrağım
Qurbet diyarından
bu garib canım,
Çok selamlar
eder sana,
bayrağım.
Yüzün görmedikce
artar figanım,
Merhamet
ele gel bana, bayrağım.
Sensiz
bu gaibin güler mi yüzü?
Sensen
onun parlak şafak yıldızı.
Bir ucal sevgilim,
şad eyle bizi,
Bilirsen aşığız
sana, bayrağım.
Ne için gül rengin saraldı, soldu?
Gözel
ölkelerin kimlere galdı?
Neden
üç rengin qırmızı oldu?
Kim boyattı seni kana, bayrağım.
Sen küçüksen,
fakat adın büyüktür,
Bir
rengin yeşildir, bir rengin gökdür.
O birisi kandır
ettiğin cenktir,
Layıksan şerefe,
şana, bayrağım.
Bil ki, bu
intikam düşmende galmaz,
Seni
elimizden kimse alamaz.
Boyatma renk
sende daima galmaz,
Alırsın
rengini gene, bayrağım.
Bilirsen ki,
çoşkun bir kanımız var,
Qalbimizde
bütün imanımız
var.
Tarihlerde şeref
və şanımız
var,
Şahitsen
sen özün ona, bayragım.
Müseyibim diyor
izin var bana,
Gelim
ziyarata Azerbaycana.
Açıp kollarımı
dolayım sana,
Öpüm
seni döne-döne, bayrağım.
29.09.1928
Birisi ne
Gider iken üç
gözele rast geldim,
Gözüm
düşdü gözellerin
birisine.
Misli gözelliekte üçü müsavi,
Biri
aydır, biri gündür, birisi ne?
Birisi geymişti
tamamen beyaz,
Birisi
eyledi bana işve, naz.
Birisi zülfünde
çalar ince saz,
Birisi
aşık, birisi arif, birisi ne?
Birisidir gözellerin
arslanı,
Birisi
de bu göynümün
sultanı.
Birisi de hesdelerin
lokmanı,
Birisi
sultan, birisi lokman, birisi ne?
Birisi böyütmüş
elma yanakda,
Birisinin mor benövşe buhahda.
Birisinin bal
şehdi var dudahda,
Birisi
güldür, birisi reyhan, birisi ne?
Birisi koynunda
beslemiş narı,
Birisi de sanki
dağların karı.
Birisinin dişleridir
mirvarı,
Biri
bağban, biri seyran, birisi ne?
Birisi insanı
eder deli-divane,
Birisi
benziyir tamam ceyrane.
Birisi naz
eder, bakar
her yane,
Biri
maral, biri ceyran, birisi ne?
Birisi birazda
uca boyludur,
Birisi
şirince asil huyludur.
Birisi yumruca
küçük boyludur,
Birisi
dilber, birisi cevher, birisi ne?
Birisi ok vurup
tökdü ganımı,
Birisi
cellat tek alır canımı.
Birisi işmarla
sordu halımı,
Birisi
cellat, birisi cazip, birisi ne?
Birisi kaşlara
çekmiştir kara,
Birisi aşığı
eder avare.
Müseyibi daim
yandırdı nara,
Biri
kaştır, biri gözdür, birisi ne?
1937
Müseyib
Zəyəm
Ədəbiyyat
qəzeti.- 2013.- 25 oktyabr.- S.6.