Feyzaver Alpsar: "Sağ olsun sayın Aliyev,

bunu Türk Kültürü'nün büyük mütefekkiri

atam için sevinçle karşıladım"

 

Ali bey Hüseyinzade ve Son Yadigarı Feyzaver Turan Alpsar'ın Asaleti ve Liyakat Nişanı

 

Son 15 yıldır sık sık birlikte olduğumuz  zarif ve narin yapılı bir insan olan Feyzaver Hanım artık 99 yaşından gün almakta. Evinin duvarları atasının , ağabeysinin ve kendi eserleri ile süslenmiş. Belli ki hala onlar ile yaşıyor. Ablası Seyide Hanım ile Ağabeysi Selim Turan ata-dede yurdu Salyan'ı ziyaret etmişler ama ne yazık ki Feyzaver Hanım onlarla birlikte olamamış. Son yıllarda ise bu arzusuna bozulan sağlığı izin vermemiş.

Feyzaver Hanım ataları Ali bey Hüseyinzade'nin kendilerine çok şey anlatmadığını ancak günlük yaşantılarında Azerbaycan ve akrabaları hakkında bilgi aldıklarını ve bir çok ayrıntıyı yakın dostları ve ziyaretçilerinden öğrendiklerini ifade ediyor. Bu dostlar arasında Ahmet Ağaoğlu ve yakın akrabaları Sadık Paşa Ağabeyzade gibi insanların başta geldiğini heyecanla anlatıyor. Bunlar arasında benim de tanıdığım eski sağlık bakanlarından, şimdi Tefekkür Üniversitesi'nin rektörü olan dostum Rahim Hüseyinov'un da (Hüseyinzade) olduğunu öğreniyorum.

Son yıllarda ablası ve ağabeyini yitirince iş başa düşmüş evdeki eserlere sahip olmak ve onları korumak sorumluluğunu yüklenmiş. Selim Turan'ın eserleri ailesi tarafından İstanbul Üniversitesi'ne bağışlanınca atasının ve kendisinin eserlerinin akibetini düşünmeğe başlamış. Çok sayıda ziyaretçilerinden değişik kuruluş ve mekanlar  teklif edilmişse de  bir türlü içine yatmamış. Neredeyse son on beş yıldır bana da fikrimi sorup sık sık "ne yapmalıyız" diye endişelerini dile getirmekteydi. "Henüz sizin gönlünüze yatan bir fikir yok, acele etmeden birlikte araştıralım" diyerek birlikte düşünmeye devam ettik. Onunla her görüşmemizde adım adım bilgilendirip Azerbaycan hakkında tanıtıcı bilgiler verdik. Ziyaretçiler arasında onu üzenler  olduysa da bunların istenmeden yapılmış kişisel hatalar  olduğunu söyleyip kapatmağa çalıştık. Sonunda onun yüreğinde bir ata yurdu sevgisi oluştu ve kan çekmeğe başladı. Yavaş yavaş gönlü de bu fikre alıştı.

Bir gün beni telefonla arayıp çay içmeğe davet etti ve sohbetimiz sırasında "senin de istediğin oldu" Azerbaycan en iyisidir; atamın ruhu da şad olur, kararımı verdim ama işin şeklini ve düzenlemesini size bırakıyorum, siz karar verip yapacaksınız dedi.

Bilindiği gibi Azerbaycanlı sanatçı dostlarımızın yardımları ve her iki kardeş devletin Kültür Bakanlıklarının anlaşmasıyla eserler Bakü'ye intikal etti. Taşıyıcı firma eserlere hiç bir zarar vermeden tahsis edilmiş müzeye ulaştırdı. Orada yapılan bir tören ile de sergilenmeğe başladı. Tören canlı olarak Feyzaver Hanım'ın evine bağlanıp TV yayınına alındı.

Aradan bir kaç ay geçti. Azerbaycan devlet başkanı sayın Aliyev, Feyzaver Hanım'ı unutmadı. Azerbaycan Anayasası'nın 109.maddesi 23. Bendine uyarak 17 Mart 2018 tarihinde 1145736 sayılı kararı ile Azerbaycan ve Türkiye Cumhuriyeti arasında medeni alakaların muhkemleştirilmesinde hizmetlerine göre Feyzaver Turan Alpsar 'Dostluk' ordeni ile taltif edildi.

Bir gazeteci dostum aynı gün haberi bana iletti. Bu günlerde sağlığı izin vermediği için ben hemen ziyaretine gittim. Bir çay sofrası sırasında haberi sakince kendisine ilettim. Çok heyecanlandı ve ilk cümlesi şu oldu "Ben kimim ki böyle nişan verdiler. Sağ olsun sayın Aliyev, bunu Türk Kültürü'nün büyük mütefekkiri atam için sevinçle karşıladım. Yine de sağ olsun, var olsun. Keşke oralara gidip kendi gözümle ata yurdumu görebilseydim" dedi.

Çok heyecan duydu ve bu sevinci hepimizle paylaştı. Aslında bu sevinç Azerbaycan ve Türkiye'nin ortak sevinci olup bütün Türklerin gururudur.

 

Prof. dr. İbrahim Yıldırım

 

Ədəbiyyat qəzeti.- 2018.- 31 mart.- S.3.