İstanbul ve Hayat
Yeni bir gün başlat hayatta.
Sabah
güneş kendini göstermeye başlar,
Sonsuz ufuklarda.
İlk ışıklar akseder deniz üstünde.
Öylece
izlemeye başlarsın güneşin doğuşunu,
Sonra
dayanamazsın bu güzellik karşısında,
İçini bir ferahlık kaplar.
Yüzün güler, hayran kalırsın bu
eşsizliğe.
Her şey uçuverir aklından,
Kilitlenip
kalırsın bu manzaraya,
Ama uzun
sürmez bu güzellik,
Hayat gibi güzel görünür ilk başta.
Ve bitti artık bu doyumsuz güzellik,
Acı vermeye başlamıştır çok
sevdiğin ışıklar.
Gözlerin
kamaşır, dayanamazsın, bakamazsın,
Sonra yüzün yanmaya başlar.
Bir tokat yemiş gibi yüzün
yanar,
Evet bir tokat, hayattan yediğin bir tokat.
Ne tuhaf
değil mi?
İlk önce aldanıp sonra yanmak.
Emre'ye veda
Kalbimde derin bir acı,
Hayatımda yeni bir vurulma.
Hayattan
yeni bir kahpelik,
Sırtımda derin bir yara.
Yaşlı
gözlerimde boş bakış,
Giden var fani dünyadan.
Yerleşen
var gönlüme,
Yerleşen var kalbimin derinliğine.
Acım
büyük, yüküm ağır,
Aldı seni benden hayat.
Kopardı seni bizlerden.
Ama
kalbimdesin, gardaşım,
Kalbimdesin, arkadaşım.
Gittin be,
gardaşım, gittin,
Çok uzaklara gittin.
Yetişemediğim
yerlere gittin,
Gelemediğim, ulaşamadiğım yerlere.
Biliyor musun
inanamadım gitmene?
Hep
yanımda olacağını
düşünmüştüm,
Beni asla bırakmayacağını
düşünmüştüm.
Ama hayat kopardı seni bizlerden.
Hep
şikayet ederdim hayattan,
Hep sana dert yanardım.
Hep sen
dinlerdin beni,
Hep sen destek olurdun bana.
Gittin be,
gardaşım, gittin.
Boşluk
var hayatımda,
Yeri dolmayacak bir boşluk.
Büyük bir yara var asla kapanmayacak.
Ama biliyorum yine de yanımdasın,
Hep
izliyorsun bir yerlerden beni.
Tam da
düşündüğüm gibi oldu,
Hiç
bir zaman bırakmayacaksın beni.
***
Gözlerinde
bulduğum huzuru
ebedi
uykumda bile bulamam, sevdiğim.
Değil
seni üzmek, seni severken bile
incineceğinden korkarım, sevdiğim...
***
Her an
içimi yakıyor hasretin, sevgili,
Kalbim duracak, ciğerim sönecekmiş gibi.
Her an
içimi yakıyor hasretin,
Kül
olup bitecekmiş gibi...
***
14
yaşında giydik üniformayı,
Cılız bedenlerimize gençligimizi harcadık Vatan
uğruna.
Ama hiç bir zaman keşke demedik biz.
Siz sıcak yataklarınızda uyuyun diye.
Bakmayın
gülüp eglendigimize,
Siz gezip
tozarken biz ayağımız
yara-bere
içinde egitim yaptık.
Siz
sevgilinizle müzigin ritminde kendinizi kaybederken
Biz
düdük sesiyle kollarımız parçalana kadar
"Vatan sağolsun!" diyerek süründük.
Siz
alkolden 3 kuruşluk insanların kollarına düşerken
Biz yanı
başımızda susuzluktan
bir
heykel gibi yerlere yapışan adamlar gördük.
Siz
“aşk” dediniz, biz “Vatan” dedik.
Ne yaptıysak olmadı, kötü olan yine biz olduk.
Olsun biz
yine susar, bi sigara daha yakarız,
ama
şunu asla unutmayın:
Şayet
bir gün güneş bizimle doğup, bizimle batmazsa
sizin
için de artık güneş doğmayacaktır.
Bizi tsk
yı yıpratanlar diye lanse etmeye çalışanlara
ufak bi
cevap olurmu bilmem...
Murad
Nağıyev
Ədəbiyyat qəzeti.- 2021.- 20 fevral. S. 5.